Vali Salih Ayhan, "Anadolu'yu yurt tutan ve bu yolda canını vermiş şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. O gün milletimizin ferasetiyle adeta tarih yazıldı" dedi.
Darbe girişiminin 5'inci yıl dönümü dolayısıyla il protokolü tarafından ilk olarak Buruciye Medresesi önünde 15 Temmuz'da ülke genelinde ve kentte çekilen fotoğrafların bulunduğu fotoğraf sergisinin açılışı gerçekleştirildi. Açılışa Sivas Valisi Salih Ayhan, Garnizon ve 5'inci Piyade Eğitim Tugay Komutanı Tuğgeneral Hakan Tutucu, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin, İl Emniyet Müdürü Burhan Akçay ve diğer protokol üyeleri katıldı.
Vali Ayhan, "Bugünü farklı etkinliklerle anacağız, anlatacağız. Öncelikle Anadolu'yu yurt tutan ve bu yolda canını vermiş şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum. 15 Temmuz'da milletimizin ferasetiyle adeta tarih yazıldı. Bunu da yeni nesillere iyi anlatıp içselleştirmek lazım. Fotoğraf sergileri bir hafızadır. O zamanki duruşu, heyecanı gelecek nesillere aktarmaktır. Rabb'im bir daha böylesi karanlık geceler yaşatmasın. Bundan sonrasında bizim yapacağımız şey geçmişi, dik duruş sergileyenleri, o karanlık geceleri bertaraf eden vatanseverleri iyi anlamak ve layık olmak" dedi.
Serginin ardından il protokolü tarafından Yukarı Tekke Mezarlığı'nda bulunan polis ve garnizon şehitlikleri ziyaret edildi. Burada dua edildikten sonra şehit kabirlerine karanfil bırakıldı.
Ziyaretten sonra mevlit programı düzenlendi. 15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü nedeniyle Ulu Camide düzenlenen programa Vali Salih Ayhan ve il protokolü katıldı. Yapılan dualar ile şehitlerin anıldığı programda vatandaşlara çeşitli ikramlarda bulunuldu.
Vali Ayhan, Zara İlçesini Ziyaret Etti
Sivas Valisi Salih Ayhan, Zara ilçesinde düzenlenen "15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü" etkinliklerine katıldı. İlk olarak Canova köyüne giden Ayhan ve beraberindeki heyet, 15 Temmuz şehidi Halil Kantarcı'nın ailesini ziyaret etti. Şehidin babası Ali Kantarcı ve annesi Fadime Kantarcı ile bir süre görüşen Ayhan, daha sonra Ütük köyüne giderek 15 Temmuz gazisi Ali Kesici'yi evinde ziyaret etti. Kesici ve ailesi ile sohbet eden Ayhan, "Sizler bu toprakların nasıl vatan kılındığının canlı birer sembolüsünüz. Rabbim siz gazilerimizden razı olsun" dedi. Vali Ayhan’a Zara ziyaretinde Sivas Cumhuriyet Başsavcısı Hasan Uğurlu, İl Emniyet Müdürü Burhan Akçay, İl Jandarma Komutanı İdris Tataroğlu, Zara Kaymakamı Meriç Dinçer, Belediye Başkanı Fatih Çelik ve ilçe protokolü eşlik etti.
Anma Programı Atatürk ve Kongre Müzesi Bahçesinde Gerçekleştirildi
15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı ise Atatürk ve Kongre Müzesi bahçesinde gerçekleştirildi.
Programda ilk olarak Sivas Valisi Salih Ayhan, 15 Temmuz Anı Defterini imzaladı. Vali Ayhan defterde şu ifadelere yer verdi:
“Fettullahçı Terör Örgütü (FETÖ)’nün 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimi karşısında aziz milletimizin ve kahraman güvenlik güçlerimizin gösterdiği onurlu duruşun, hainlerin yenilgiye uğratılmasının ve demokrasi zaferimizin 5. yıl dönümündeyiz.
Her mücadelenin bir bedeli vardır. Biz milletçe bu bedeli, Malazgirt'te Sultan Alparslan'ın beyaz kefeni ile en önde olduğu savaşta, İstanbul'un Fethinde, Sarıkamış'ta, Çanakkale'de, yüzbinlerce şehit verip adeta küllerimiz üzerinden yeniden doğduğumuz Kurtuluş Savaşı'nda ödedik. Böylesine büyük bedeller karşılığında üzerinde kurduğumuz son devlet Türkiye Cumhuriyeti bizim namusumuz, onurumuzdur. Hiçbir şer odak, bizim bu değerlerimize el uzatamaz, göz koyamaz, bizi biz yapan değerlerden bizleri ayıramaz, bölemez, bizlere zarar veremez. Kendini çok iyi niyetli gösterip paralel yapıya hizmet etme girişiminde bulunan hainler de cezalarını büyük Türk Adaleti önünde vereceklerdir. 15 Temmuz’da ortaya konan kahramanca duruşu, hafızalarımızda canlı tutarak FETÖ ve uzantıları ile mücadelemizi her daim kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu gün bile FETÖ’nun metotlarını kendine şiar edinmiş, suret-i haktan görünen tüm karanlık odaklara da yaşam hakkı tanımayacağız.
Tarih boyunca nice ihaneti; feraset, cesaret ve fedakârlığı ile aşan milletimiz, FETÖ’nün yaşattığı bu günü de unutmayacak, unutturmayacaktır. Milletimiz, bu kutsal topraklara saldıranlara karşı 100 yıl önce Çanakkale’de, Kut’ül Ammare’de, Dumlupınar’da ne cevap vermişse, 15 Temmuz’da da aynı cevabı vermiştir. Türkiye tek yürek olmuştur. Bizler ay yıldızlı bayrağın destanını okuyarak bugünlere gelmiş, bundan sonra da onun destanını yazarak yolumuza devam edecek olan bir milletin köklerinde yeşermiş, hayat bulmuş neferleriz.
Sivas’ın yiğit halkı da 15 Temmuz’da ülkeye örnek bir manzara ortaya koymuştur. Sayın Cumhurbaşkanımızın 15 Temmuz gecesi demokrasi adına yaptığı çağrının ardından kahraman Sivas halkı meydanlara akın etmiş, 100 yıl önceki ruhu her an tekrar yaşatmaya hazır olduğunu net bir şekilde göstermiştir. Sivas halkının o gece Cumhuriyet Meydanı’ndaki fotoğrafı, 15 Temmuz Destanı’nın adeta sembolü haline gelmiştir.
Bu duygu ve düşüncelerle; Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere, Çanakkale Savaşı’nda, Kurtuluş Savaşı’nda, terörle mücadelede, 15 Temmuz hain kalkışma planında ve sınır ötesi operasyonlarda şehit düşen kahramanlarımızı rahmet ve minnetle yâd ediyor, gazilerimize sağlıklı ömürler diliyorum. Allah bizlere bir daha 15 Temmuzlar yaşatmasın. Birliğimiz ve beraberliğimiz daim olsun”
Daha sonra saygı duruşunda bulunulup hep bir ağızdan İstiklal Marşı okundu. Kur’an- Kerim tilavetinin ardından İl Müftüsü Yusuf Akkuş şehitlerimiz için dua etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Halka Seslendi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan video konferans sistemi ile halka seslendi. Kamuoyu ile canlı olarak paylaşılan millete sesleniş konuşmasında, Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum. Bugün, devlet ve millet hayatımızın hem en alçak saldırısının, hem de en şanlı direnişlerinden birinin beşinci yıl dönümüdür. Sözlerime, o gece ‘Bedr’in aslanları kadar şanlı’ mücadeleleri sırasında bir gül bahçesine girer gibi toprağa düşen 251 şehidimize Allah’tan rahmet dileyerek başlamak istiyorum.
Her birinin hikâyesi ayrı bir destan olan şehitlerimiz, ‘gömelim gel seni tarihe’ desek sığmayacak kahramanlıklarıyla, bu millete kefen biçenlere hak ettikleri dersi vermişlerdir. Peygamberlikten sonraki en şerefli makama, Rabbimizin katında en yüksek mertebeye ulaşan şehitlerimize vefa borcumuzu, geride bıraktıkları emanetlerine sahip çıkarak ödemenin gayreti içindeyiz.
Ülkemize ve Milletimize Yapılan İhaneti Asla Unutmayacağız
Erkeği ve kadınıyla, genci ve yaşlısıyla, öğrencisi ve hocasıyla, işvereni ve işçisiyle, memuru ve esnafıyla, velhasıl her yaştan, her meslekten, her kesimden insanıyla… ‘Bu hayâsızca akına gövdelerini siper ederek’, sokakları ve meydanları doldurarak, gördükleri her yerde darbecilerin önlerini keserek, yeri geldiğinde önlerine katıp kovalayarak, anadan, yardan, evlattan, serden geçerek verdikleri mücadele sırasında gazilikle şereflenen kardeşlerimize de en kalbi şükranlarımı sunuyorum.
Hakk’a tapan milletimizin istiklal aşkı, hür yaşamış bayrağımızın nazlı dalgalanışı, yurdumuzun üzerinde ebediyen inleyecek ezanlarımızın sesi şahidimiz olsun ki; ülkemize ve milletimize yapılan ihaneti asla unutmayacağız. Bu alçaklığın hesabını yakaladığımız, tespit ettiğimiz tüm hainlerden sorduk, sormaya devam edeceğiz. Öteki dünyada da bu İblis yoldaşlarının yakasına yapışacak, ruzi mahşerde peşlerini bırakmayacağız.
Aziz milletim, 15 Temmuz 2016 Cuma günü akşam saatlerinde başlayıp ertesi gün milletimizin ayakları altında çiğnenerek sona eren bu darbe girişimi, tarihimizdeki yerini bir ibret vesikası olarak almıştır. Nesiller boyunca milletimizin her bir ferdi, bu eşi benzeri olmayan ihaneti hatırladıkça, istiklalimize ve istikbalimize daha sıkı sarılacaktır.
Ülkemiz, Cumhuriyet tarihi boyunca elbette pek çok darbeye, darbe girişimine, kalkışmaya, terör saldırısına maruz kalmıştır. Ama o gece yaşananlar bize, kendi devletine, kendi halkına, kendi insanına silah doğrultan, masumların kanını döken bu hainlerin nasıl dünyanın en sefil yaratıklarına dönüşebileceğini göstermiştir.
Esasen, milletleri millet yapan unsurlardan biri de, tarihlerindeki bu tür acıyla, canla, kanla yoğrulmuş zaferlerdir. Bin yıllık vatanımızın dikensiz gül bahçesi olmadığını, neredeyse her günümüzün mücadeleyle geçirdiğimizi biliyoruz. Dünyanın her ülkesinin ve toplumun gözdesi bir coğrafyayı bin yıldır vatan kılmanın ve vatan olarak tutmanın bedelini ödüyoruz. Yakın çevremizde son bir iki asırdır yaşananları gördüğümüzde, bu bedelin karşılığını birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi, devletimizi, geleceğimizi kurtarmak olarak aldığımız bir gerçektir.
Bizim Büyük Bir Medeniyet ve Tarih Mirasına Sahip Çıktığımızı Anlamıyorlar
Geride bıraktığımız sekiz yılda farklı görünümler altında yaşadığımız saldırılar, vatanımıza sahip çıkma mücadelemizin sürüp gideceğine işaret ediyor. PKK’sından DEAŞ’ına ve FETÖ’süne kadar envai kılıktaki terör örgütleri üzerinden tedavüle sürülen senaryoların amacı; ülkemize diz çöktürmek, milletimizi esir etmek, topraklarımızı yağmalamaktır. Türkiye’ye karşı, içinde bulunduğumuz her uluslararası platformda sergilenen çifte standart, aynı senaryonun bir diğer boyutudur.
Binlerce, on binlerce kilometre öteden terörle mücadele bahanesiyle gelip; gönül coğrafyamızı kana ve gözyaşına bulayanlar, milyonlarca insanın geleceklerini karartanlar, Türkiye’yi aynı akıbete ortak edememenin öfkesi içindedir. Kendi güvenlikleri ve konforları için ülkemizi kalkan olarak kullandıklarını sananlar, aslında bizim büyük bir medeniyet ve tarih mirasına sahip çıktığımızı anlamıyorlar, anlayamıyorlar. Bölgemizde barışı, huzuru, istikrarı, güvenliği sağlamak için gösterdiğimiz gayretler ve yaptığımız fedakârlıklar, esasen büyük ve güçlü Türkiye’nin inşası yolunda giderek güçlenen uyanışın ayak sesleridir.
Gezi olaylarıyla sosyal çatlaklar oluşturmaya çalışanlar, aslında bünyemize birlik ve beraberlik aşısı yaptıklarını göremediler. Darbe girişimleriyle millet iradesini ortadan kaldırmak suretiyle devletimize el koymak isteyenler, binlerce yıllık geleneğin son halkasını daha da perçinlediklerini fark edemediler. Terör örgütlerini kullanarak topraklarımızı tehdit edenler, bu yaptıklarıyla aslında kardeşliğimizi pekiştirdiklerini anlayamadılar.
Büyük ve Güçlü Türkiye’nin İnşasına Engel Olamayacaklar
Doğudan batıya, kuzeyden güneye her istikamette, ülkemizi derin tarihî ve kültürel ilişkilere sahip olduğu coğrafyalardan koparmaya kalkanlar, çok daha sağlam gönül bağları kurmamıza vesile olduklarının farkına varamadılar. Bizim sadece ve sadece, tüm insanlık adına dile getirdiğimiz hak ve adalet taleplerini kendilerininki gibi siyasi riyakârlık olarak görenler, mazlumların sesi, soluğu, umudu hâline gelmemizin sırrını kavrayamadılar. Tıpkı 15 Temmuz gecesi milletimizin, nasıl olup da dünyanın en modern savaş araçlarını çıplak elleriyle durdurduğunu anlayamadıkları gibi, ülkemizin diğer hususlardaki duruşunun sebebini de çözemediler.
Hâlbuki biz sadece kendimiz için ne istiyorsak, tüm coğrafyamız için, tüm dostlarımız için, tüm insanlık için de aynısını istiyoruz. Bunu, başka niyetlerimizi gizlemek için değil, samimiyetle yaptığımız için de gittiğimiz her yerde hüsnü kabul görüyor, el üstünde tutuluyoruz. Dün Suriye’de bunu yaptık, Libya’da bunu yaptık, Karabağ’da bunu yaptık. Yarın da inşallah Afganistan’da ve başka yerlerde aynı ihlaslı ve hakkaniyetli duruşla kardeşlerimizin yanında olacağız.
15 Temmuz sadece ülkemizde kendi istiklalimize ve istikbalimize sahip çıkmanın değil, aynı zamanda işte bu büyük vizyonun da sembolüdür. Tabii her husus gibi bu gerçek de, görmek isteyen gözler, duymak isteyen kulaklar, konuşmak isteyen diller, kavramak isteyen zihinler, sevinçle çarpmak isteyen kalpler, umutla dolmak isteyen gönüller için geçerlidir.
Hamdolsun milletimiz bizi anlıyor, bize istikamet gösteriyor, bizimle birlikte yürüyor. İşte bunun için ülkemizi esir almaya çalışan müstevlilere bir asır önce olduğu gibi ‘Türkiye geçilmez’ diyoruz. İşte bunun için milletimize karşı sinsi niyetler besleyen muhterislere ‘başaramayacaksınız’ diyoruz. Dün başaramadılar, bugün başaramadılar, yarın da inşallah başaramayacak, büyük ve güçlü Türkiye’nin inşasına engel olamayacaklar.
Bizim Yoldaşımız Milletimizdir
Varsın kim kiminle yürürse yürüsün. Bizim yoldaşımız milletimizdir. Bizim yoldaşımız, Malazgirt’ten İstanbul’un Fethi’ne, Çanakkale’den İstiklal Harbi’ne, Kıbrıs çıkarmasından 15 Temmuz’a tüm şehitlerimizdir. Bizim yoldaşımız, her biri dünyaya bedel mücadele azmiyle dolu gazilerimizdir. Bizim yoldaşımız, aksakallı dedelerimizin, beyaz tülbentli ninelerimizin gözyaşları içinde ettikleri dualarıdır. Bizim yoldaşımız, dünyanın dört bir yanında kalbini ve gözlerini bize dikmiş mazlumların umutlarıdır. Bizim yoldaşımız, kendileri ve ülkeleri için kalpleri kıpır kıpır heyecan dolu, proje dolu, istikametlerini 2053’e çevirmiş gençlerimizdir, çocuklarımızdır. Gerisi laf-ı güzaftır.
Hani Arşimet, ‘bana bir kaldıraç verin dünyayı yerinden oynatayım’ diyor ya. Biz de diyoruz ki, işte bu büyük milletle dünyayı da yerinden oynatırız, cihana da hükmederiz, evrene de sesimizi duyururuz. Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Rabbim bizleri bir daha 15 Temmuz gibi ihanetlerle imtihan etmesin diyoruz. Rabbim ülkemizi ve milletimizi muhafaza eylesin diyoruz. Rabbim her işimizi kolay kılsın, her gayretimizi hedefine ulaştırsın diyoruz.
Bu düşüncelerle sözlerime son verirken salı günü vasıl olacağımız Kurban Bayramınızı şimdiden tebrik ediyorum. Rabbimden, bu mübarek günler hürmetine milletimizi, Müslümanları ve tüm insanlığı felaha kavuşturmasını diliyorum. Hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum. Kalın sağlıcakla.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasının ardından il protokolünün konuşmalarına geçildi.
Şehit Aileleri ve Gazileri Derneği Başkanı Fatih Deveci'nin açış konuşmasını yaptığı programda, Belediye Başkanı Hilmi Bilgin de söz aldı.
Başkan Bilgin, "O gece milletimizin, dirayeti ve dik duruşuyla bugünlere ulaştık. Rabbim bir daha o kara geceyi bize yaşatmasın" dedi.
Belediye Başkanı Hilmi Bilgin’in ardından Sivas Valisi Salih Ayhan kürsüye geldi. Vali Ayhan konuşmasında şunları dile getirdi:
Milletimiz, FETÖ’nün Yaşattığı Bu Günü de Unutmayacak, Unutturmayacaktır
“15 Temmuz 2016’da, Fetullahçı Terör Örgütünün(FETÖ / PDY) eliyle girişilen darbe girişiminin 5. yıldönümünde meydanları dolduran; tarafını devletinden, milletinden, demokrasiden ve büyük Türkiye idealinden yana seçen tüm vatandaşlarımızı en kalbi duygularımla selâmlıyorum.
O gece şehit verdiğimiz 251 vatan evladının her birine Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Gazilerimize Cenabı Allah’tan sıhhat ve afiyetler diliyorum.
Bu topraklara biz dün gelmedik. Bu topraklar bin yıldır bizim vatanımız; Anadolu, bin yıldır Türk yurdudur. Tarihin her döneminde bu necip millet mevcudiyeti, istikbali ve bekası için gereken tüm bedelleri ödemiş, bundan sonra da ödemeye hazırdır.
Bu millet kutsalına uzanan eli, kimilerine göre hasta adam denilen bir dönemde Kurtuluş Savaşı’nda küllerinden yeniden doğarak kırmayı bilmiştir.
Tarih boyunca birçok ihanetle karşılaşan milletimiz, 15 Temmuz 2016’da da aşağılık bir ihanetle daha karşı karşıya gelmiştir.
Merhum Aliya İzzetbegoviç’in vefatından önce Srebrenitsa katliamı için söylediği şu acı sözler 15 Temmuz konusunda bize de örnek olmalıdır: “Savaşta büyük zulme uğradınız, zalimleri affedip, affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın, çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.”
Tarih boyunca nice ihaneti; feraset, cesaret ve fedakârlığı ile aşan milletimiz, siyasi tarihimizin en büyük ihanetlerinden biri olan FETÖ’nün yaşattığı bu günü de unutmayacak, unutturmayacaktır.
Sivas Halkı Cennet Vatanını Koruyan Bir Duvar Ördü
Sevgili kardeşlerim…
15 yaşındaki Halil İbrahim Yıldırım’ı, 16 yaşındaki Engin Tilbaç’ı, 36 yaşındaki hemşerimiz Halil Kantarcı’yı, 38 yaşındaki komiser Zeynep Sağır’ı, 63 yaşındaki Ümit Güder’i, Münir Murat Ertekin’i unutmayacağız. Darbecilerin başındaki haini gözünü kırpmadan vuran Ömer Halisdemir’i, darbecilerle son nefesine kadar çarpışan Albay Sait Ertürk’ü unutmayacağız. Her yaştan, her meslekten çoğunun salaları son nefeslerini vermeden önce okunan 251 şehidimizin hiçbirini unutmayacağız.
Bu millete, onun bütün değerleriyle birlikte sembolü olan bayrağına düşmanlık edenler, bin yıl boyunca her zaman hak ettikleri cevabı aldılar, bundan sonra da almaya devam edeceklerdir.
Sevgili Yiğidolar…
Başkomutanımız Sayın Cumhurbaşkanımızın, 15 Temmuz gecesi demokrasi adına, milli irade adına istikbal ve istiklal adına yaptığı çağrı ardından alçak darbe teşebbüsüne karşı Sivas halkı cennet vatanını koruyan bir duvar ördü. Ve o duvar milletimizin istikbalini korudu.
15 Temmuz darbe girişimi istiklalimize ve istikbalimize yönelik yapılan en son saldırıydı. Çok şükür ki, milletçe bu hayasız akına bir olarak, birlik olarak karşı durduk ve bu alçak girişimi başarısızlığa uğrattık.
Türk milleti, tarih sayfalarında kaldığı sanılan dirayetini, cesaretini, imanını 15 Temmuz günü de en güçlü şekilde muhafaza ettiğini gösterdi. Rabbim o gece ülkesi ve milleti için hayatını kaybeden, yaralanan herkesten razı olsun.
Bundan sonrası için yapılması gereken şey bellidir: Vatansızlara verilecek en tesirli cevap, vatansever nesiller yetiştirmektir.
Bu yüzden Sevgili Gençler; 15 Temmuz'da yaşadığımız acı tecrübeyi bir daha yaşamamak için dinimizi, dilimizi, ırkımızı, yaratılıştan gelen zenginliklerimizi ve sizlerin imkân ve değerlerini istismar edebilecek FETÖ tarzı yapılara karşı uyanık olalım.
Allah’ın İzniyle Hiçbir Gücün Eli Devletimize Uzanamayacaktır
Aziz Sivaslılar…
Eğer o gece milletimizin gösterdiği direnişin gereğini yapmak istiyorsak, Türkiye'nin kalkınması, büyümesi ve bağımsız bir güç olarak yükselmesi yönünde çalışmalarımıza devam edeceğiz.
Cumhurbaşkanımızın riyasetinde bu kutsal davaya, milli şuur ve bilinçle devletimizin ve milletimizin sadık birer ferdi olarak hizmet etmeye, var gücümüzle devam edeceğiz.
Türkiye’yi 2023 hedeflerine ulaştıracağız. Bununla kalmayacak, 2053, 2071 hedeflerimizi ve hayallerimizi gerçekleştireceğiz. Hiç kimsenin bizi hedeflerimizden koparmasına, büyük ve güçlü Türkiye idealimizden vazgeçirmesine müsaade etmeyeceğiz.
Bizler milletçe vatanımıza, bayrağımıza, ezanımıza, demokrasimize, devletimize sahip çıktıkça Allah’ın izniyle hiçbir gücün eli devletimize uzanamayacaktır. Hiçbir ihanet şebekesi, hiçbir terör örgütü birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi asla bozamayacaktır.
İnşallah 15 Temmuz’dan sonra artık hiç kimse milletin iradesine, değerlerine, istiklaline ve istikbaline el uzatmayı aklının ucundan bile geçiremeyecektir, geçirttirmeyeceğiz.
Bu duygu ve düşüncelerle, 15 Temmuz'un yıl dönümünde, verilen onurlu mücadeleden dolayı bir kez daha aziz şehitlerimizin önünde saygıyla eğiliyorum.
Vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmetle, yaralarını bir istiklal madalyası gibi şerefle taşıyan gazilerimizi her daim minnet ve şükranla anıyorum. Rabbim tüm şehitlerimizi şefkatiyle, merhametiyle kuşatsın, Peygamber Efendimize komşu eylesin.
15 Temmuzu unutmayacağız, unutturmayacağız. Allah bizlere bir daha 15 Temmuzlar yaşatmasın. Birliğimiz, beraberliğimiz daim olsun. Allah’a emanet olun.”
Protokol konuşmalarının ardından Sivas Devlet Türk Halk Müziği Korosu Konseri gerçekleşti.
15 Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü dolayısıyla Sancak Koşusu da düzenlendi. Millet Bahçesi önünden başlayan koşu Kongre Müzesi bahçesinde son buldu. Burada sancağı Dünya İşitme Engelliler Güreş Şampiyonası’nda 97 kiloda altın madalya kazanan milli sporcu Dursun Güzel, Vali Salih Ayhan’a takdim etti.
Sivas Belediyesi Mehteran Ekibinin marşları hep bir ağızdan söylendi.
00.13'de verilen salâ sonrası 15Temmuz Demokrasi ve Millî Birlik Günü Anma Programı sona erdi.